BİZE ULAŞIN

    Algılarımıza Göre Beslenme

    Bireylerin kilo almasının birçok etmeni olabilir. Sadece fazla miktarda besin tüketimi kilo aldırmaz. Buna ek olarak kalorisi yüksek besinlerin tercih edilmesi, vücut dengesini sağlayan bazı hormon seviyelerindeki dengesizlikler, hayatın belirli dönemlerinde yaşanan psikolojik problemler bireylerin kilo almalarına neden olabilir. Gözden kaçan diğer bir önemli etmen ise kişilerin algılarının hangi yönde eğiliminin olduğunu bilmemesi ve buna yenilmesidir.

    Nedir Algı Sistemleri?

    Algı sistemleri hepimizin bildiği görsel, işitsel, dokunsal, kokusal ve tadsal kanallardır. Algılar bizi gün içerisinde yönlendiren başlıca etmenlerdir. Şimdi bir restoran seçerken durumunuzu düşünelim. “Orası çok rahat ve sessiz” sizin işitsel özelliğinizin ön planda olduğunu gösteren bir etmenken, ” Manzarası çok güzel” diyorsanız kesinlikle görselliğinizin ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Peki yemek seçerken de sizi algılarınız yönetiyor olmasın?!

    İlk olarak hangi algı sisteminin sizi yönettiğini keşfetmeniz çok önemlidir. Çünkü bunu keşfetmeniz iştahınızı ve zaafınız olan besinleri daha rahat reddetme durumu yaratacaktır.

    Görsel Bireyler: Bu bireyler için kötü görünen bir yemek dünyadaki yenilecek son yemektir. Yemeğin lezzeti veya kokusu ile oturulan mekânın hiçbir önemi yoktur. Güzel görünen bir yemek bu bireyler için paha biçilmezdir. Yemeğin şekli, tabaktaki dizayn hatta kesilen sebzelerin büyüklükleri ve dizilişi bile kişiyi etkiler. Görsel algı özelliği ön planda olan bir bireyseniz kesinlikle iştahınızı kapatmak için süslü tabakların önünüze geldiği yerleri tercih etmemelisiniz.

    İşitsel Bireyler: Genellikle müziğin ön planda olduğu yerlerde yemek yemeyi tercih eden bu bireyler gün içerisinde çok fazla kaçak yaparlar. İşitsel özellikleri ön planda olduğu için reklamlardan oldukça etkilenirler. Reklamda besinlerin kutu veya ambalajlarından çıkan seslerden etkilenir ve tüketmek isterler. Küçük bir anımsama yapacak olursak, çekirdeği bırakamadığınız zamanları hatırlayın. Bırakmak istersiniz ama o ses sizi tüketmeye teşvik eder. Patlamış mısır ve cips gibi tüketildiğinde çıkardığı ses ile çekici gelen besinleri de bu bireyler genellikle daha çok tercih eder.

    Dokunsal Bireyler: Dokunsal kanal üzerinden algıladıklarımız, zihnimizde hisler ve duygular uyandırır. Daha da anlaşılır bir şekilde belirtmek istersek, ellerinizle tüketmiş olduğunuz yemek sizi mutlu eder. Çatal ve bıçak ile yemek yediğinde “bu ne ya!“ gibi bir tepki veriyorsanız dokunsal özellikleriniz ön planda demektir ve kesinlikle daha az besin tüketmek için çatal, bıçak kullanmalısınız.

     Kokusal Bireyler: Bu bireyler için iyi kokan bir yemek iştah açıcıdır. Özellikle bol baharatlı yiyecekleri tercih ederler. Küçük bir test yapacak olursak “yolda yürürken güzel kokan pişmiş kestanelerin yanından geçip sonra geri dönüp alıyorsanız” siz kokusal algıları üst seviyede olan birisiniz. Çok güzel görünen bir yemek sizin için bir şey ifade etmez sizi cezbeden kokudur.

    Tadsal Bireyler: Yemeğin görüntüsü, kokusunun hiçbir önemi yoktur. Bu bireyler yemeğin tatlı, acı, ekşi veya mayhoş tatları ile ilgilenirler. Genel olarak ilk lokmalarında yemeği değerlendirerek yemeğin tadına numara verirler. Beğendikleri yemekleri başka restoranlarda tükettiklerinde aynı tadı ararlar. Hatta şehre özel veya restorana özel olan yemekleri sadece orada yemeği tercih ederler.

    Bu algıları hepimizde bulunur ama bazıları daha baskındır ve yemek seçme, tüketim miktarını bu algılarımız yönetir. Eğer sizde kendinizi doğru keşfeder ve hangi algınıza yenildiğinizi bulursanız, yemeğe olan zaaflarınızı daha iyi yönlendirebilir ve kilo almazsınız.

    Yurt dışında bu konu ile ilgili insanlar üzerinde birçok çalışma yapılmıştır. Özellikle satış stratejileri üzerinde yapılan bu çalışmalarda inanılmaz başarılar elde edilmiştir. Reklam ve yemek sektöründe de bu insan algıları sürekli olarak kullanılmaktadır. Unutmayın sizi sadece siz değil algılarınızda yönetir.

    Uzm. Dyt. Serkan Tutar