
Diyabet vücudunuzdaki pankreas bezinin yeterli oranda insülin üretememesi veya üretilen insülin hormonunun tam olarak kullanılamaması nedeni ile oluşan bir hastalıktır. Maalesef ömür boyu sürecek bir hastalıktır ve bu nedenden dolayı sıkı bir disiplin gerektirir. Diğer insanlardan tek bir farkınız bulunmakta; bu da, siz gerçekten çok dikkatli beslenmeli ve kesinlikle diyetisyene danışmalısınız. Artık her istediğinizi, istediğiniz zaman yeme gibi bir şansınız ortadan kalktı. Nasıl işinize geç kalmıyorsanız ve o gün yapmanız gerekenleri yapıyorsanız ve disiplinli bir hayat sürüyorsanız; artık yemek yerken de zamanında ve o öğün yemeniz gereken kadar yemelisiniz. Artık yemek yemek sizin için sadece bir zevk değil, zevkin yanında sağlıklı kalabilmek içinde gerekli bir araç olmalı ve bu düşünce ile yola çıkmalısınız. Diyabetin konularına girmeden önce son bir şey daha “ASLINDA SİZ HER İNSANA ÖNERİLEN VE HER İNSANIN YAPMASI GEREKEN BESLENME ÖNERİLERİNE UYACAKSINIZ”. Yani normal bireylerden hiçbir farkınız yok aksine siz daha sağlıklı besleniyorsunuz.
Kaç çeşit diyabet vardır?
Diyabet tabiî ki tek çeşit değildir ve her iki çeşidi de birbirinden farklı noktalar bulunmaktadır.
TİP 1 Diyabet: Pankreasın insülini hiç salgılayamaması sonucunda meydana gelir. Bu diyabet çeşidi genellikle çocukluk veya gençlik döneminde başlar. Tip 1 diyabette insülin dışardan günlük olarak alınmaktadır.
TİP 2 Diyabet: Bu diyabet çeşidinde ise; aile hikâyesinde diyabet olan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir. Genellikle 40 yaş ve yukarısında ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Fazla kilo bu hastalık için bir risk etmenidir. Bu tip diyabette ise insülin salgılanmaktadır fakat etki gösterememektedir.
Gestasyonel diyabet: Hamilelik dönemindeki hormonal değişiklikler nedeni ile oluşabilen ve hamilelik sonrasında genelde geçici olan bu diyabet çeşidi, hamilelik dönemi boyunca kontrol edilmelidir. Bu bireylerin daha sonra diyabet olma riskleri yüksek oldukları için sürekli bir kontrol gerekmektedir.
Genel olarak insülin kullanan tip 1 ve tip 2 diyabetlilerin 6 öğün (3 ana 3 ara) besin tüketmesi gerekmektedir. İnsülin kullanımında dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta bulunmaktadır ve bireyler bu noktada hata yapabilmektedir. Bu noktalardan birincisi, yapılan insülin enjeksiyonu sonucunda yarım saat beklemeden hemen yemek yenmesidir. İkincisi önemli nokta ise, ara öğünlerin açlık hissi oluşmaması neden ile yenmemesidir. Bireyler kullandıkları insülinin etki süresini çok iyi bilmeliler; çünkü bu etki sürelerine göre besin alma zamanlarını daha doğru ayarlayabilirler.
Tip 2 diyabetlilerin dikkat etmesi gereken nokta ise 3 saat aralık ile beslenmeleridir. Yani az az ve sık sık yemek yemek onlar için bir yaşam tarzı olmalıdır. Bu sayede kan şekerini birden değil yavaşça yükselir ve kan şekerinin kontrolü kolaylaşır. Ayrıca kilo alımı da engellenmiş olur. Eğer benim ihtiyacım olan besinler bu, ben bunu 3 öğünde değil tek öğünde tüketeyim derseniz kan şekerinizin bir anda artmasına neden olabilirsiniz ve bu sizin için istenmeyen bir durumdur.
Diyabette Neden Beslenme Tedavisi Önemlidir?
Diyabetin tedavisinde 4 temel prensip bulunmaktadır;
1-Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz
2-Sağlıklı Beslenme, ağızdan alınan antidiyabetik ilaçlar (OAD), egzersiz
3-Sağlıklı Beslenme, insülin tedavisi ve egzersiz
4-Sağlıklı Beslenme, ağızdan alınan antidiyabetik ilaçlar (OAD), insülin, egzersiz
Dikkatinizi çekmek istediğim nokta tedavilerdeki maddelerin ilk basamağı Sağlıklı Beslenmedir. Sağlıklı Beslenme bugün hepimizin uygulayabileceği zahmetsiz, acı vermeyen, sizin sürekli dinç olmanızı sağlayan bir sağlığı koruma ve geliştirme yöntemidir. Diyabetteki tedavinin de temelini oluşturmaktadır. Yani tedavinin ilk ve en önemli kısmı sizin ellerinizdedir.
Sağlıklı Beslenmek İstiyorum Ama Nasıl?
Evet, ilk adım olan ve sizin en önemli tedavi yönteminiz olan sağlıklı beslenme fikrine ısındınız; peki bunu nasıl yapacağım nelere uyacağım diye kendinize sorduğunuz soruların cevaplarını öğrenme zamanı geldi.
Neler yemeliyim?
Neler yememeliyim?
Hangi besinlerden daha fazla tüketmeliyim?
Hangi besinleri daha sınırlı tüketmeliyim?
İşte aradığınız bütün soruların cevapları…
Beslenme Planımı Hazırlayamıyorum veya Hazırladığım Plana Uyamıyorum?
Diyabet hastalarının en büyük sıkıntısı işe nereden başlayacağını bilememektir. İlk başlamanız gereken nokta elinize bir kâğıt ve kalem alıp kendiniz için en ideal besinleri seçmekle işe başlamalısınız. Kendiniz için seçtiğiniz bu besinleri ise diyetisyene danışarak genişletebilirsiniz. Diğer önemli noktalar ise alınan besinlerin miktarını ve bunları yeme zamanını çok iyi ayarlamak gerekmektedir. Kısacası beslenme alışkanlıklarınızı en baştan denetlemeli ve size zarar verecek besinleri ve uygulamaları beslenme alışkanlıklarınızdan çıkarmalısınız. Beslenme alışkanlıklarınızın düzenlenmesi için diyetisyeninize sevdiğiniz ve sevmediğiniz yiyeceklerin listesini, yemeklerin nasıl hazırlandığını, yemek yeme saatlerini ve nerede yeneceğini konuşmalısınız. Eğer bu şekilde bir beslenme planı hazırlanırsa, diyabetinizin kontrol altına alınması çok daha kolay ve sağlıklı olacaktır.
Diyetisyene gitmeden önce;
1-Kan şekerinizin hızlı yükselmesine neden olan şeker ve şekerli yiyeceklerden uzak durun.
2-Öğününüzü 6 öğüne (3 ana ve 3 ara olarak) çıkarmaya dikkat edin.
3-Diyetisyene gitmeden önceki birkaç gün yediğiniz besinleri not alın ve bunu uzmana gösterin. Bu hem uzmana kolaylık sağlayacaktır hem de sizin beslenme alışkanlıklarınızı diyetisyenin daha kolay anlamasını sağlayacaktır.
İşte Sağlıklı Beslenme Önerileri…
Daha öncede bahsetmiştik diyabetli olmanız sizin farklı yiyecekler yemeniz anlamına gelmemektedir. Sizde aileniz ile beraber oturup yemek yiyebilirsiniz. Ama dikkat etmeniz gereken kurallar var ve bu kurallar sadece sizin için değil bütün ailenizdeki bireyler için geçerlidir. Hem bu sayede onlarında beslenme alışkanlıklarında olumlu değişiklikler yapabilirsiniz. Peki, nedir bu yapmanız gerekenler;
Sizin içinde ailenizdeki diğer bireyler içinde doymuş yağ ve kolesterolden zengin olan et, süt, yoğurt, yumurta, peynir gibi besinlerin ihtiyaç doğrultusunda tüketilmesi gerekmektedir. Sizin rafine şeker tüketmeniz yasak olduğu gibi diğer sağlıklı insanlarında tüketimi kısıtlanmıştır. Ayrıca az az sık sık yemek bütün bireyler önerilen bir beslenme düzenidir.
En Şikâyetçi Olunan Nokta Ara Öğünler
Diyabet hastaları ana öğünlerini düzenli olarak tüketseler de, ara öğünlerde atlamalar olabilmektedir. Peki, gerçekten ara öğünlerinizi dikkatli ve doğru olarak tüketiyor musunuz?
İşte size yapabileceğimiz birkaç öneri:
—Ekmek ve ekmek yerine geçen yiyecekleri tüketmelisiniz. Bu yarım poğaça veya 3–4 adet şekersiz ve kepekli bisküvi olabilir. Bu grup yiyeceklerin yanına yoğurt, peynir, süt veya ayran da tüketebilirsiniz. Yani ara öğününüzde ekmek ile peynir veya yoğurt yemeniz, kan şekeri kontrolü açısından yeterli olacaktır.
—Ara öğünlerde meyve ve sebze tüketmenizde mümkün; fakat unutulmaması gereken önemli bir nokta, bu besinlerin sadece tek başlarına değil yanlarında yarım bardak süt veya yarım kâse yoğurt ile birlikte tüketilmesidir.
—Ara öğünlerin bireyler tarafından unutuldukları veya çok ciddiye alınmadıkları durumlar söz konusu olabilmektedir. Dışarıya çıksanız bile ara öğün için yanınıza yiyebileceğiniz besinleri her zaman bulundurmaya özen gösterin.
Diyabetliler İçin Beslenme Önerileri…
—Rafine şekerleri hayatınızdan çıkarın… Rafine şekerler vücudunuza enerji vermektedir ve daha önemlisi kan şekerini çok hızlı yükseltmektedir. Bu istenmeyen durumun engellenmesi için sofrada kullandığınız şekeri, bal, reçel, pasta, kek, çikolata, meşrubatları hayatınızdan kesinlikle çıkarmalısınız.
—Hayvansal yağ tüketiminizi azaltın…Gün içerisinde tükettiğiniz yağ miktarını, özellikle hayvansal kaynaklı yağ miktarını azaltmalısınız. Hayvansal yağlar kandaki kolesterol seviyenizi arttırmakta ve kan damarlarınızı tıkayabilmektedir. Kalp hastalığı riskini azaltmak için sıvı yağ tercih etmelisiniz. Bu yağlar arasından ise; zeytinyağı veya fındık yağının mısırözü, ayçiçeği veya soya yağı ile karıştırılması sağlığınız açısından çok daha olumludur.
—Kompleks karbonhidratları tercih edin… Ekmek, pirinç, makarna, kuru fasulye, nohut, mercimek ve mısır gibi besinler kompleks karbonhidrat içerir. Bu besinleri tercih etmeniz, kan şekeri denetiminizi daha kolay yapmanızı sağlar.
—Besinlerinizi az tuzlu olarak tüketin… Diyabetli bireylerde tuz tüketiminin özellikle azaltılması gerekmektedir; çünkü diyabetli olan bireylerin tansiyon hastası olma riskleri çok daha yüksektir. Yemeklerinizde az tuz kullanarak, sofraya tuzluk koymayarak, konserve, turşu, salamura besinlerin tüketimini mümkün olduğunca azaltarak tuz tüketiminizi sınırlamayı başarabilirsiniz.
—Her gün aynı besinleri tercih etmeyin…Diyabet hastalığı olmayan bireylerde bile her gün aynı besinin tüketilmesi monotonluk yaratır. Eğer kan şekerinizi kontrol altına almak için her gün aynı besinleri tüketiyorsanız; bu sizi sıkmaktan ve diyetinizi sıkıcı hale getirmekten başka bir işe yaramaz emin olun. Diyetisyeninizin yardımı ile kendinize besin çeşitliliği sağlayabilir ve sıkılmadan da kan şekerinizi kontrol altına alabilirsiniz.
—Posa alımını arttırın…Posalı besinlerin diyabet hastalarının vazgeçilmezi olmalıdır. Posa mide boşalmasını geciktirerek kan şekerinin hızlı yükselmesini engeller. Ayrıca suda eriyen posa (kurubaklagil, sebze, meyve ve yulaf kepeği) alımı da kolesterol seviyesinin düşmesine yardımcı olmaktadır.
—Alkole dikkat… Kan şekeri kontrolü sağlanan bireylerin ve sağlayamayan bireylerin durumları farklıdır. Bu sebepten dolayı alkol kullanımınızı kesinlikle doktorunuza sormalı ve önerilen miktarların üzerine kesinlikle çıkmamalısınız.
Hastalıkları genel olarak incelediğimizde birçok hastalık arasında ilişki olduğu gözden kaçmamaktadır. Yüksek kiloya sahip bir bireyin kalp hastası olma riski ve diyabet hastası olma riski yüksektir. Bu hastalıklara yakalanmada genetik faktörlerde rol almasına rağmen, en önemli risk etmeni sizin aldığınız besinlerdir. Sağlıksız beslenen bir beden bu hastalıklara bir anda değil zaman geçtikçe yakalanmaktadır bu sebepten dolayı da yaşlı olan bireylerin hastalığa yakalanma riskleri çok daha fazladır. Yaşadığınız çevresel koşullar, sigara ve alkol alışkanlıklarınız, stres, sosyal yaşam gibi durumlarda sizin bu hastalıklara yakalanmanızda risk etmenleridir.
Egzersiziniz planlı ve zamanlı olmalı
Diyabetli hastalar için egzersiz programı da besin alımı gibi planlı olmalı ve her hasta ne zaman fiziksel aktivite yapması gerektiğini öğrenmelidir. Çünkü bilinçsiz olarak yapılan fiziksel aktivite bireyde hipoglisemi oluşmasına neden olabilmektedir.(aç karnına hızlı tempo koşmak gibi)
Egzersiz bazı diyabet hastaları için önerilmemekte, bazı hastaların ise pasif egzersiz yapmaları önerilmektedir. Bu durum göz önüne alındığında ise; yapmak istediğiniz fiziksel aktivite çeşidine ve zamanına göre mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Şeker Hastalığının Vazgeçilmezlerinden: Tatlandırıcılar
Sakın başlığa aldanıp da ben kesinlikle tatlandırıcı kullanmalıyım diye düşünmeyin. Birçok diyabet hastasının şeker kullanma alışkanlığı vardır ve bu alışkanlılarından vazgeçirilmeleri gerçekten çok zordur. Bu hastalar için tatlandırıcı kullanılması önerilebilinir. Kullanılacak olan tatlandırıcının çeşidi ve miktarını ise bir diyetisyene danışmanız uygun olacaktır. Yani bu nasıl olsa bana zararlı değil, kan şekerimi yükseltmiyor diye düşünüp tatlandırıcıları dikkatsizce kullanmak olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Tatlandırıcılarda enerji değeri olan ve olmayan olarak ikiye ayrılmaktadır;
Enerji değeri olan tatlandırıcılar… Ksilitol, mannitol, sorbitol ve fruktozdur.
Enerji değeri olmayan tatlandırıcılar… Aspartam, sakarin, asesülfam-k ve siklamattır.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kullanılacak olan tatlandırıcı çeşidi kesinlikle çok önemlidir. Gebe ve emzikli kadınların sakarin kullanması, fenilketonürili bireylerin ise aspartam kullanması bu bireyler için çok olumsuz sonuçlara yol açacağı için kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir.
Antidiyabetik ürünler diyabet hastaları için kullanılabilinir; fakat antidiyabetik ürünlerin yeterli beslenmenize herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Sizde evinizde kullandığınız tatlandırıcı çeşidine göre muhallebi, komposto, kek vay pasta yapabilirsiniz.
İşte Önerilerimiz;
—Eğer tatlandırıcılarla daha önce herhangi bir besin hazırlamadıysanız, kullandığınız tatlandırıcıyı az az ekleyin ve tadına bakın. Eğer damak tadınıza uygun olmuşsa daha fazla tatlandırıcı koymayın.
—Aspartam sıcağa karşı dayanıksız olduğundan dolayı kesinlikle pişirme işlemi sonlandıktan sonra konmalıdır. Eğer sakarin veya asesülfam-k kullanıyorsanız sıcağın olumsuz etkileri söz konusu değildir.
—Aldığınız tatlandırıcının veya antidiyabetik ürünlerin kesinlikle etiketlerini dikkatlice okuyun.
REFERANSLAR
1)Duyff RL. Çeviri Ed: Prof. Dr. H. Tanju BESLER, Prof. Dr. Sevinç YÜCECAN, Prof. Dr. Gülden PEKCAN, Dr. Berat NURSAL TOSUN, Amerika Diyetisyenler Derneği’nin GELİŞTİRİLMİŞ BESİN ve BESLENME REHBERİ, John Wiley&Sons, Inc. (İzniyle Dora Ticaret ve Gıda Sanayi A.Ş), New Jersey.
2)Köksal G. (2000) Çocuk Hastalıklarında Beslenme Tedavisi, Hatiboğlu Yayınları, Ankara
3)Nutrition Society (2005) Clinical Nutrition, Blackwell Science, Oxford
4)Ralph A. (1993) Human Nutrition and dietetics, Churchill Livingstone, Edinburgh