On bir ayın sultanı ramazan ayının gelmesi ile birlikte sofralarımızın başköşesi de hurma yer almaya başlayacak. Bu nedenle bizde diyetisyen ailesi olarak, bu ay köşemize hurmayı konuk edelim istedik.
Özellikle her ramazan öncesi kuruyemişçiler ve büyük marketleri renk renk süsleyen hurma binlerce yıldır sevilerek tüketilen bir meyvedir. Ülkemizde Datça ve Gölköy hurması olarak iki çeşidi bulunan hurma, 5000 yıldır Mezopotamya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu da üretilmektedir. Ayrıca Amerika’nın Kaliforniya eyaleti ile Avustralya’da da üretilmektedir.
Özellikle ramazan ayı ile özdeşleşen hurmayı, mutfaklarımızda yer alan diğer kuru meyveler gibi sürekli bulundurmak doğru bir seçim olacaktır. Kalorisinin yüksek olması bir dezavantaj gibi görünse de miktarına dikkat edilmesi durumunda rahatça tüketilebilir. Kurutulmuş hurmanın şeker içeriği yaklaşık olarak yüzde 80 iken taze hurmada bu oran yüzde 60’lara kadar düşmektedir.
Ramazan ayında günde 2 adet (50 gram) hurma tükettiğinizi düşünürsek; 140 kalori, 1 gram protein, 32,5 karbonhidrat, 4,3 gram lifi vücuda almış olacaksınız. Ayrıca hurma içerisinde yüksek derecede potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfor mineralleri bulunması nedeni ile birçok meyveden daha ön planda olmalıdır.
Hurma’nın Faydaları
İftar zamanına kadar aç kalan vücutta halsizlik ve yorgunluk baş göstermektedir. Orucun hurma ile açılması kan şekerinizin daha dengeli yükselmesini sağlayacaktır. Özellikle içeriğinde demir mineralinin bulunması nedeni ile kansızlık problemi olanlar için tüketilmesi gerekli bir meyvedir. Ayrıca hurmadaki yüksek kalsiyum sayesinde çocuklarda kemiklerin gelişmesini, erişkinlerde ise kemiklerin güçlenmesini sağlamaktadır.